Gaziantep Üniversitesi rektörü 3 aylık yılan hikayesine dönen sürecin ardından nihayet belli oldu. GAÜN Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Mesut Sait Doğan atandı. Aslen Gaziantepli olan ve yıllardır şehir dışında bulunan Doğan'a yeni görevinin hayırlı olmasını dilerken, 10 yıldır unutulan kent-üniversite birlikteliğinin yeniden sağlanması, Gaziantep Üniversitesi'ni kentin parlayan yıldızı olduğu günlere döndürmesini diliyorum. İnşallah başarılı olur, kent kazanır, eğitim kazanır, bilim kazanır, gençlik kazanır...

Rektör belli olduğuna göre, sürecin uzamasını, 3 hatta 4 aylık süreçte yaşananları, bildiğimiz ve duyduğumuz, ama sürecin zarar görmemesine adına yazmadıklarımızı  bugün yazma zamanı...

En baştan başlayalım... Yani, Arif Özaydın'ın atanma sürecinden... Hepimiz biliyoruz ki Arif Özaydın, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un referansıyla geldi. Gelişine kimse ihtimal vermiyordu, arkası sağlam olunca bir baktık ki Ali Gür'ün yerine atanmış. 

Özaydın'ın 4 yılını, yaptıklarını yazmaya gerek yok. Fatma Şahin'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kulağına söylerken hepimizin duyduğu "Deli o deli" sözünün üzerine söz olmaz ki...

Özaydın, aslında ta o dönemlerde gidecekti ama, referansı Kurtulmuş olunca, kimse TBMM Başkanı ile karşı karşıya gelmek istemeyince, görevden alınmaktan kurtuldu...

Özaydın ile geride kalan 4 enkaz yılının ardından, Gaziantep Üniversitesi'nin kurtuluşu için herkes Özaydın'sız üniversite için çalışma başlattı. Bu bağlamda ilk adım, Özaydın'ı sağlam ve güçlü referansından koparmak için atıldı. Gaziantep Milletvekilleri toplu halde Numan Kurtulmuş'u ziyaret etti, Gaziantep Üniversitesi'nin geldiği noktayı anlattı. Kurtulmuş kesinlikle yeni rektör atama sürecine dahil olmayacağının sözünü verince de, herkes kendince çalışmasını başlattı.

Kurtulmuş'un olmaması kesinleşince, şunu kabul edelim, Gaziantep siyasetinde etkin isimler kafalarından geçen rektör adaylarını dillendirmeye başladıklar. Bir çok ismin adı geçti. Bu isimleri, tek tek yazmaya gerek, hepsi zaten biliniyor. İçlerinde ön plana çıkan iki isim oldu. Biri Prof. Dr. Burcu Özsoy, diğeri de Prof. Dr. Mesut Sait Doğan...

Süreç başladıktan sonra, bu iki isimden birisinin ataması beklenirken, süreç bir anda uzadı. Uzadıkça da sıkıntı vermeye başladı. Uzamasının nedeni ise, kısa sürede anlaşıldı.

Gaziantep Üniversitesi'nde yıllardır etkili olan, yönetim kademesinde kadrolaşan, oranın nimetlerinden faydalanan STK'lar, Arif Özaydın'ın gideceğini anlayınca, kendilerine yakın ismi getirmek için harekete geçtiler. Kulislere başladılar, hatta daha da kötüsü dedikodu ve karalama politikası yürüttüler.

Mesala, yıllar önce İstanbul'da bir rotary kulübünden ödül alan Burcu Özsoy için farklı bağlantılarda olduğunu iddia edip, belaltı vurmaya başladılar. Ve bunu karar verici makamlara kadar da taşıdılar. Aynı şekilde kendilerine ters diğer adaylar için de farklı farklı dedikodular ürettiler. 

Bunları yaparken, kendilerine yakın bir kaç ismin atanması için de ne gerekiyorsa yaptılar. Bir kaç milletvekilini de bu dedikodu ve yalan furyasına dahil edip, onlarında gücünü almayı başarınca, istedikleri ismin rektör atanmasında işi son noktaya kadar getirdiler.

Süreç iyice uzayıp çıkmaza girince ve iş GAÜN için yine şapkadan çıkacak rektöre doğru giderken o anda yıllardır hasret kaldığımız Ortak Akıl devreye girdi...

Ak Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, 10 yıldır Gaziantep için belki de ilk kez yumruğunu masaya vurdu. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, bir kaç milletvekili ve kentteki etkin isimlerin gücünü yanına aldıktan sonra, YÖK Başkanı Erol Özver'e çıkıp, Gaziantep'in kimi rektör görmek istediğini net olarak bildirdi. Prof. Dr. Mesut Sait Doğan'ın adını verdi. Ve atama gerçekleşti.

5 yıl önce yapılan hata yapılmadı. 5 yıl önceki hata neydi. Gaziantepli siyasiler, Ali Gür'ü rektör olarak görmek istemediklerini belirtmişler, ama ortak bir isim belirleyemeyince, gelecek rektör konusunda kaderlerine razı olmuşlardı. Arif Özaydın geldi.

Gaziantepli siyasiler, bu kez önce Arif Özaydın'ın yeniden atanma ihtimalini yok ettiler. Daha sonra, kafalarında farklı isimler olsa da, son noktada kendi içlerinde yüzde 90 uzlaşıyı sağlayıp, yeni gelecek rektörü de kendileri belirlediler. Prof. Dr. Mesut Sait Doğan'ı getirdiler.

Burada üç isme özellikle dikkat çekmek istiyorum.

İlki Abdulhamit Gül. Rektör atama sürecinde kullandığı inisiyatifi diğer konurlarda da görmek istiyoruz. İnşallah devamı gelir.

İkincisi Fatma Şahin. Arif Özaydın'ın yeniden atanma ihtimalinin ortadan kaldırılıp, kentle uyum içinde, bilime inanan bir rektör atanmasında büyük emek harcadı ve başardı. Tabi ki işi bitmedi. Şehrül-emin olarak GAÜN'ün ayağa kalkış sürecinde de üzerine çok fazla sorumluluk düşüyor. Büyükşehir Belediyesi'nin yeni dönemde GAÜN ile yapacağı projeleri dört gözle bekliyorum.

Üçüncüsü de Sermet Atay. Sürecin başından bu yana, rektör atanmasında liyakata dikkat çekti, adamcılıktan kaçındı. Bu tutumuyla bazı STK'lar tarafından hedefe konulsa da, kent ve Gaziantep Üniversitesi için bilim ve liyakatın kazanmasında başrol oynadı. Bu süreçte neler yaptığını ve neler zorluklar çektiğini bizzat biliyorum. 

Gelelim yeni rektör Prof. Dr. Mesut Sait Doğan'a... Rektörlük sürecine kadar adını bile duymadığım bir isimdi. Eminim, kendisini destekleyenler de dahil, bir çok kişi sürecin başlamasıyla birlikte kendisinden haberdar oldu. Sürecin başında, herkesin bir adayı veya adamı vardı. Mesut Sait Doğan, kimsenin değil, bilimin adamı olarak çıktığı bu yolda, güçlü akademik başarıları ile herkesin üzerinde uzlaştığı bir isim olarak GAÜN'e çok güçlü geliyor. 

İşi kolay mı, çok ama çok zor... Neredeyse bilimsel açıdan enkaza dönmüş bir üniversite devralıyor. Yöneticilik geçmişi, kariyeri, akademik başarıları, dip yapmış Gaziantep Üniversitesi'nin yerinden ayağa kalkışı için bizleri umutlandırıyor.

Mesut Sait Doğan ile birlikte, GAÜN'e kök salmış, adamcılığı ön plana almış o STK'ların devrinin bitip, ilim ve bilimin ışığında Gaziantep Üniversitesi'nin kentin yükselen yıldızı olacağı günlere inşallah kavuşuruz.

Bu bağlamda, kentte herkesin çiçeği burnunda Rektör'ün özellikle yeni ekibini kurarken kendisine destek olması kadar,  elini rahatlatacak adımlar atmaları da çok önemlidir. Bırakalım, Mesut Hoca kendi ekibini kursun, yol arkadaşlarını kendisi belirlesin.