Geçen hafta bildiğiniz üzere TCMB Para Politikası Kurulu aldığı karar ile politika faizinin yüzde 17,5’ten yüzde 25’e yükseltilmesine karar verdi. Gündemi sürekli meşgul eden bu politika faizi nedir, ne işe yarar, ekonomiyi ve daha doğrusu sokaktaki vatandaşı nasıl etkiler yazımda bunlardan bahsetmek istiyorum.
Ekonomiler aşırı ısınarak hiperenflasyon riski oluşturduğunda ekonomik istikrar bozulabilir. Bu nedenle Merkez Bankaları faiz oranlarını yükselterek ekonomiyi soğutmaya ve enflasyonu dizginlemeye çalışabilirler. Ekonomik aktivite de yavaşlama görüldüğünde ise tersi bir hareketle Merkez Bankaları faiz indirim yaparak ekonomiye müdahale ederler.
Politika Faizi Nedir?
Politika faizlerine ilişkin kararlar Para Politikası Kurulu tarafından alınır. Merkez Bankası faiz oranları, esas olarak gecelik ve haftalık vadelerde yoğunlaşan bu işlemlere ilişkin Merkez Bankasının belirlediği faiz oranlarını ifade eder. Kısaca politika faizi, Merkez Bankasının bankalara borç verirken uyguladığı faiz oranına verilen addır.
Merkez bankalarının resmi faiz oranları yoluyla para arzı ve kısa vadeli faiz oranları üzerinde kontrol yeteneği vardır. Merkez bankaları, bankaların ihtiyaç duyduğu likiditeyi sağlamak için bankalara verdiği kısa vadeli borçların ve fazla likiditeyi çekmek amacıyla yaptığı borçlanmanın faiz oranlarını kendisi belirler.
Merkez bankaları bu faiz oranını belirleyerek iktisadi faaliyet ve fiyatlar genel seviyesini etkilemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle bu faiz oranına politika faiz oranı denilmektedir.
Merkez Bankasının kullandığı politika faiz oranı, bir hafta vadeli repo işlemlerinde uygulanan faiz oranıdır.
Politika Faizi Nasıl Belirlenir?
Merkez Bankası’nın kullandığı politika faiz oranına ilişkin kararlar Para Politikası Kurulu tarafından alınır. Faiz kararları alınırken, orta vadeli bir ölçekle değerleme yapılır.
Faiz kararı alırken; toplam arz-talep dengesi, maliye ve para politikasına ilişkin göstergeler, kredi büyüklükleri, ücret, istihdam, birim maliyet, verimlilik gelişmeleri, kamu ve özel sektör fiyatlama davranışları, enflasyon beklentileri, döviz kurları ve bunları etkileyebilecek gelişmeler dikkate alınarak hareket edilir.
Politika Faizinin ve Faizi Artırmanın Ekonomi Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Faiz artırımı Merkez Bankası'nın en önemli para politikası araçlarından biridir. Ekonomiyi birçok kanal üzerinden etkiler. Bu nedenle Merkez bankaları politika kararlarını alırken ekonomik gelişmelere yakından takip eder faiz artırımının ekonomiye başlıca etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz.
• Enflasyon; Merkez Bankalarının birincil amacı fiyat istikrarıdır. Yüksek faiz oranları tüketici ve işletmelerin harcama ve yatırım kararlarını ertelemelerine ve bu da talebin azaltmasına yol açar. Talebin azalması ise enflasyonun frenlenmesine yardımcı olur.
• Büyüme; işletmeler ve tüketiciler yüksek faiz nedeniyle yatırım ve harcamalarını azaltabilirler. Bu durum ekonomide büyüme hızını yavaşlatabilir veya durgunluğa neden olabilir
• Döviz Kuru; faiz artırımı yabancı yatırımcılar için ülkenin tahvilleri ve mevduatlarının daha cazip hale gelmesine neden olabilir. Bu yerel para birimine olan talebi arttırarak döviz kuru üzerinde baskı yaratarak yerel para biriminin değer kazanmasını sağlayabilir.
• Varlık Fiyatları; faiz oranlarındaki artış hisse senetleri, emlak ve diğer varlık fiyatları üzerinde baskı yaratabilir. Yatırımcılar yüksek faiz oranları nedeniyle daha düşük riskli varlıklara yönelebilirler.
• İstihdam; faiz artırımı ekonomideki aktiviteye yavaşlatır ve bu da istihdamı olumsuz etkileyebilir.
• Bankalar kendi müşterilerine uyguladıkları faizlerini artırır.
• Kredi çekmenin maliyeti yükseldiği için borçlanmayı erteleriz.
• İthal ürünlerin fiyatı düşer ve ithalat artar.
• Para biriktirmek daha cazip hale gelir.
• Harcamalarımızı azaltırız.
• Ürünlerimize olan talep düşer, ihracat azalır.
Merkez Bankası, politika faizini yüzde 8,5’dan üç aşamada yüzde 25’e yükselttiği için bugün gelinen aşamada rasyonel bir para politikası uygulandığını söyleyebiliriz. Yakın geçmişte uygulanan para politikasının aksine bir tutum içerisinde bulunarak piyasa beklentilerinin üzerinde faiz artırımına gidildi.
Piyasa diliyle şahin bir hareketle beklenenin üzerinde alınan faiz artırım kararı, öncelikle döviz kurlarının aşağı yönlü hareket etmesine neden oldu. Ancak bu aşağı yönlü hareket kısa süreli ve geçici gibi görünüyor.
Türkiye’de enflasyon oranı TUİK’e göre yüzde 47,83. ENAG grubunun ölçümüne göre yüzde 122,88. Merkez Bankasının yıl sonu enflasyon tahmini ise yüzde 58. Hangisini dikkate alırsanız alın, yüzde 25’lik politika faizi son derece yetersiz kalmakta.
Görüldüğü üzere, politika faizi her ne kadar Merkez Bankası ile bankalar arasında uygulanan bir faiz oranı da olsa, ekonomi üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu ve herkesi az ya da çok mutlaka etkilediğini yukarda anlatmaya çalıştım.
Artan enflasyon oranının kontrol altına alınarak, ekonomideki taşların yerine oturması, herkesin rahat bir nefes alması için şart. Burada da en büyük etken, gerek para ve gerekse maliye politikalarını rasyonel bir şekilde uygulayabilmek. Ekonomide ki bu güçlenmenin diğer yapısal reformlar ile birlikte gerçekleşmesi halinde, yabancı yatırımcılar için cazip bir ülke haline ancak o zaman gelebiliriz.