Ali Hoca Ramazan günü ikindi namazını kıldırdıktan sonra evin yolunu tutar. Yolda orta yaşlarda eşraftan tanıdık Musevi biri ile karşılaşır. Selamlaşırlar, hâl hatır sorup, ayak üstü kısa bir muhabbetten sonra ayrılırlar.
Ali Hoca az ileride yolunun üzerindeki kasap dükkanında elinde bir dürüm, karnını doyurmakta olan cami cemaatinden tanıdık bir yüzü görür. Utandırmamak için yüzünü çevirir, görmezden gelir ve hızla oradan uzaklaşır.
Birkaç gün sonra Ali Hoca kasapta karnını doyurmakta olan adamla Arasa Çarşısında karşılaşırlar.
Adam; “Ali Hocam, geçen gün sokakta Yahudi Yusuf’u gördün, durdun, ayak üstü sohbet ettin! Ama şu mübarek günde beni görmezdin geldin! Allah’ın selamını bile benden esirgedin, geçip gittin. Bu nasıl Müslümanlıktır?” deyince,
Ali hoca; “Efendi, ben seni gördüm görmesine de adam olmadığını bilemedim kusura bakma!” demiş. Uzaklaşmış gitmiş.