Çocuktuk! Bayramda el öpüp bayram harçlıklarımızı topladığımızda, doğru Eblahan çarşısındaki bakkallara gider; ekşili, leblebi tozu, balon ya da ceplerimiz şeker dolu olmasına rağmen şekerlemeler alırdık. Bu arada bayramda çocukların vaz geçilmezi çatapatlar, torpiller, maytap tabancalarıydı. Bayram günlerinde dükkân önlerine açılan tezgahlarda çeşit çeşit torpiller, rengârenk çatapatlar, tapa tabancaları en çok ilgimizi çekerken, biz erkek çocuklarının da vaz geçilmezi olurdu. Bayram günü sabahın erken saatlerinden itibaren sokaklar; torpil, çatapat sesleriyle yankılanır, arada ufak tefek homurdananlar çıksa da kimse çocukları bu zevkten mahrum bırakmak istemezdi.
Şimdi bakıyorum da sokaklar sin sin ötüyor. Çocukları görsem de ne mantar tabancası patlatan ne torpil atan ne de taşa çatapat çalıp çevreyi dumana veren çocuklar yok artık.
Bayramlar çocuklarla güzel. Bayramlar çocuklarla anlamlı.
Bizim yaşadığımız bayramlarla ilgili anlatacak pek bir şeyimiz var. Âmâ bugünün çocukları bunlardan mahrum.
Şimdi sanal alemin dehlizlerinde zaman öldüren çocukluklarımız, bayramlarda bizim yaşadıklarımızı bilmeden, hissetmeden bayram geçiriyorlar.
Üçbeş arkadaş bir araya gelemeyen, tozun toprağın içinde oynayamayan, bir dilim salça ekmeğini, bir çikolatayı, bir minik paket ekşiliyi paylaşmayan, çatapat, mantar tabancası patlatamayan, bayram yerlerinde dönme dolaplara binemeyen, taydaşlarıyla birlikte gülüp, birlikte üzülmeyen çocukluklar gerçekten talihsizler.
Yazık! Çok yazık. Bayramlar hayatımızın en unutulmaz anlarıdır. Geçen bayramdan geriye tatlı bir anınız yoksa neynemeli o bayramları?
İbrahim Alisinanoğlu-11.04.2024