Seçim öncesi yediden 77’ye her şey zaten zamlanacağı kadar zamlanmıştı. Muhalefet iktidara gelse çok şeyin değişeceği sözünü vermişlerdi. İktidar da benzer şeyler söylemişti. Yani kimse çıkıp ta seçim sonrası şu anda yapılanı söylememişti. Daha da yapılacakları söylemedikleri gibi… 

Sürekli tekrar ediyorum, Allah aşkına bir ülkede yiyecekten içeceğe, meyveden sebzeye, benzinden mazota, tepeden tırnağa bu kadar zam yapılır mı… Anlayacağın her şeyin fiyatı 2 ay içinde tamamen değişti, hem de ne değişme... Değişmeyen tek şey sabit ücretle çalışan insanların durumu. Yine onlar mağdur, yine onlar perişan, yine onlar ezilen sınıfta. Hele emekliler tam bir üvey evlat. İnsanlar onlarca yıl devletine vergisini vermiş, emeklilikte rahat hayat süreyim demiş, ama emekli olunca dünyası kararmış. Şimdi onlara ölsün gitsin deniliyor adeta. 65 yaş sonrasına hayat yok diye sosyal medyada aşağılıkça sözler sarf ediliyor. Hatta toplu taşımaya zam yapılınca 65 yaş üstü insanları suçlayan, hakaret eden hedef gösteren akıl tutulması yaşayanları görüyoruz bu şehirde. Aslında emeklilerin durumu 10-15 sene önce yine iyiydi, emekli maaşıyla ev alabiliyordu, araba alabiliyordu. İşyeri açabiliyordu. Şimdi tam tersi aldığı aylık ev kirasına bile yetmiyor.  Söyleyeceğin tek şey bu ülkede her şey pahalandı, sadece sabit gelirli, emekli veya işsiz kalan İNSANLAR UCUZ KALDI. 

GAZİANTEP'İN YENİ AK PARTİSİ

AK Parti’de her şey tepeden tırnağa değişti desem yanılmış olmam. Başkan Murat Çetin alışılagelmişin ötesinde farklı bir profil sergiliyor. Öyle soğuk biri değil, küçükle küçük büyükle büyük. Canlı hareketli. Bir de arkasına Cumhurbaşkanını alınca daha da rahat hareket ediyor. Yönetimi çok tartışılıyor ama o bildiğini yapıyor. Geçen haftada yazdım yönetimine belediye başkanlarından isim istemediği ileri sürülüyor diye. Hatta sadece abi dediklerinin sözlerine değer verdiği söyleniyor diye eklemiştim. Sayın Çetin, "Patron benim" demiyor ama patron gibi hareket ediyor. Galiba sanki biraz da kimseleri umursamıyor. Hatta Partiyi eski gelenekçi çizgiden çıkarıp daha aktif, daha faal, daha genç isimlerle götürmek istiyor. Gelenekçilik çok fazla ilgisini çekmiyor sanırım. Bazen bir bakıyorsunuz arkadaşlarıyla ciğer kebapçısına gidip bunun sosyal medyada paylaşılmasına bile ses çıkarmıyor. Yani gülen bir yüze sahip. Kısa sürede görebildiklerim bunlar. 

KEŞKE O MAKAM ARABASINI KABUL ETMESEYDİ

Sayın Murat Çetin için bildiğim ama parti içinde de konuşulan bir yanlışa dikkat çekmek istiyorum. Çünkü şu anda AK Parti’de konuşulan tek şey bu. Biliyorsunuz ki Sayın Murat Çetin’in bir Ticaret Borsası gerçeği var. Yıllarını burada görev yaparak geçirdi. Ve Sayın Ahmet Tiryakioğlu ile de çok samimi bir bağı bulunuyor. Ahmet bey benim de yakın arkadaşımdır. Severim kendisini. Son yılların yükselen yıldızı desem yeridir. Bunu Külliye ’deki varlığıyla ne kadar etkili hale getirdiğini de söylemeliyim. Gaziantepli birisinin gerek AK Parti içinde gerekse Cumhurbaşkanı nezdinde çok iyi bir konumda olması beni mutlu eder elbette. Zaten büyük ihtimalle Murat Çetin için tavsiye niteliğinde görüş belirttiğini söyleyenlere kulak veririm elbette. İşte onlardan birisi de Sayın Ahmet Tiryakioğlu’nun kendi makam arabasını kullansın diye Murat Çetin’e vermesi… Ve Sayın Çetin’in de özel şoförü ve korumasıyla bu aracı kullanması. Sordum soruşturdum ve doğrulattım. Zaten söyleyenlerden parti yöneticisi olan birisi, bizzat Murat Çetin’e “başkan keşke bu arabayı kabul etmeseydin, senin arabanı kullanman daha etkili olurdu” şeklinde konuştuğunu ama Sayın Başkanın “ben binerim kimseye verilecek hesabım yok” deyişini ifade etti. Bilemiyorum elbette, belki de söylediğim çok basit bir durum. Belki de bizim böyle düşünenler olarak modamız geçti. Onun içindir ki belki çocuklarımın bir arabası hatta evleri bile yok. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar… 

ET HALİ ESNAFI İÇİN VERİLEN SÖZLER TUTULMADI MI?

Gaziantepliler olarak adeta bir gelenektir Et Haline gidip orada sakatat veya et satın almak. Çok eskiden Gümrük hanının orada eski yanan adliyenin altında et hali vardı, yanında da sebze hali faaliyet gösterirdi. Sonra esnaf buradan Aydınbaba mahallesinde Şenyurt denilen bölgede kendilerine tahsis edilen Et Haline gönderildi. İyi kötü burada faaliyet gösteriyorlardı. Geçtiğimiz 2 yılda bu bina dayanıklı değil yıkılacak denildi. Kasaplara da yeni et hali yapılma sözü verildi. Direndiler ama sonunda Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin sözüne inanıp orayı boşalttılar. İşte ne olduysa ondan sonra oldu. 6 aydan beri bu esnafın bazıları ücra yerlerden dükkan bulabildi, bazıları ise tamamen işsiz kaldı. Geçtiğimiz günlerde Gaziantep’in yetiştirmiş olduğu edebiyat ve kültür adamı şair yazar aynı zamanda gazetemizin en eski köşe yazarı Tamer Abuşoğlu yanıma geldi ve durumu anlattı. Hatta Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e gönderdiği mesajı benimle paylaştı. İşte o mesajı: 

 “Sayın başkanım, yeniden inşa etme sözü vermiş olduğunuz et hali ile ilgili olarak projeyi ve gelişmeleri takip amaçlı görüşmek istediğimiz başkan vekilleri dahil olmak üzere hiçbir alt birimle kontak kuramıyoruz. Bu nedenle esnaf oldukça tedirgin, et halinin boşaltılması neticesinde Gaziantepli yerli Türk esnaf perişan oldu, buna mukabil fırsatı ganimete çeviren Suriyeliler ise Şenyurt caddesini tamamen zapt ederek pazarı ele geçirdi ve tabiri caizse zenginleşti. Hâlbuki ki belediyenin yapması gereken o bölgede hiçbir kasaplık faaliyetine izin vermeyerek, eşitlik ilkesini işletmesiydi. Kaldı ki mevcut durum Türklerin aleyhine tezahür eder bir hal almış, Antepliler atılmış Suriyeliler daha imtiyazlı hale getirilmiştir. Sizden ricamız, ya bizzat ve şahsen sizinle konuyu görüşmek için bize bir randevu verin, ya da alt birimlerinize bizimle iletişime geçmeleri için talimat vererek bu belirsizlik ortamının giderilmesini sağlayın” 

Evet, Tamer Abuşoğlu bu mesajına cevap alamayınca bana geldi ve durumu anlattı. Tamer Abuşoğlu 30 kasap adına bu çabayı gösteriyor. Aslında hepsi el ele birlikte hareket ediyor. Bunları yok saymak çok yanlış. Gaziantep için kasaplığın önemi çok büyük. Marketler veya büyük mağazalar bir yana ama bizim halkımız biraz da düşük bütçeli olanlar et haline gidip burada ihtiyaçlarını karşılarlar. Şimdi yıkılan yerin çevresinde maalesef Antepli kasapların yeri yıkılınca Suriyeliler et pazarını ele geçirmiş durumunda. Bu hoş bir şey değil. Bir an önce verilen sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz… 

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR