Çoktandır futbol yazmıyorum. Gelişmelere bakacak olursak yazmam şart oldu...

Deprem nedeniyle Gaziantep FK, geçtiğimiz sezonun neredeyse ikinci yarısından Ağustos ayı başına kadar futboldan uzak kaldı. Geçen sezon takımın içinde bulunduğu durumu göz önüne alacak olursak,ligin kalanında oynamamak aslında fırsat gibi gözükse de, o dönemin nasıl geçirildiğini elbette sorgulamak gerek...

Gördüğümüz kadarıyla, Lig'den çekilmenin ardından, kulüp yönetimi, ligin kalanını da geleceğini de bizler gibi sadece oturup izlemiş. Yeni sezonu yönelik hiç bir hazırlık yapılmadan, herkes kaderine razı olmuş. 

Transfer takibi, futbolcu izlemesi, mevcut kadro ile ilgili çalışmalar, en önemlisi de kadro planlaması, "Nasıl olsa lig bitti" diyerek hiç yapılmamış.

Tam tersi, müsabakasız geçen o süreç yeni sezon için fırsata dönüştürülüp, özellikle futbolcu izleme anlamında dolu dolu kullanılsa, bugün bambaşka şeyler konuşuyor olabilirdik.

Örneğin Hatayspor...

Tabi ki, Lig'den çekilmemizin ardından yapılan yanlışlar, herşeyin sonu değil. Şu anda sezon Gaziantep FK için bitmiş de değil. 

Evet, ilk üç haftayı sıfır puanla kapattık, görüntü itibariyle ligin en kötü bir kaç takımından biriyiz, düşmeye aday banko takımlar arasında gösteriliyoruz ama...

Daha ligin başındayız ve bu sıkıntının ligin başında yaşanması aslında fırsat olarakta değerlendirilebilir..

Mali problemlerden başlamak istiyorum. Kulübün içinde bulunduğu durum hepimizin malumu. Süper lige çıktıktan sonra paraların har vurup harman savrulmasının, altyapıya hiç yönelmeden sürekli transfer yapan takım olmanın sıkıntılarını bugün yaşıyoruz. Özellikle Erol Bulut dönemi ve transferleri şu andaki tablonun ana sebebidir.

Görüntü o ki, mali açıdan sıkıntılar bitmeyecek, hatta daha da büyüyecek gibi. Geçmişte takıma ciddi destek sağlayan iş dünyasının, ekonominin geldiği noktayı da dikkate alarak "Artık yeter" diyerek muslukları kapatması ortada. Buna bir de yönetim kulunun çapını ve kulübe verebileceklerini eklersek, mali sıkıntı bitmez, daha da artar... 

Kulüp içerisinden duyduğumuz, 1-2 yönetici dışında kulübe para veren kimse yok. Oysa, bunların bir çoğu 500 bin USD, 1 milyon USD vererek yönetime girmemişler miydi?

Tabi ki hayır...

İçinde bazı dostlarım var, onları tenzi ederek açık söylüyorum, mevcut yönetim takımdan da, kentten de üç gömlek daha aşağıda...

Ve benim kanaatim, Kasım ayı gibi olağanüstü kongre çok uzakta gözükmüyor...

Gelelim işin sportif boyutuna ve kadro planlamasına...

Takımın başında Erdal Güneş gibi, Gaziantep futbolunda yıllardan yer alan ama hep arka planda duran, gerçekten adam gibi adam diyebileceğimiz bir isim var. İlk teknik adamlık deneyimi...

Sonuna kadar Erdal Güneş'i destekleyenlerden birisiyim ve desteklemeye de devam edeceğim. İlk üç hafta sonunda 0 puan alınsa da, burada bana göre en az sorumlu kişi Erdal Güneş...

Neden mi?

Yukarıda da izah ettim. Lig'den çekildikten sonraki süreçte, maalesef takımın içi öyle bir boşaltıldı ki...

Elbette, mali yükü yüksek oyunculardan kurtulmak adına bu yapıldı ama, kusura bakmayın Süper ligde mücadele ediyorsanız, bazı oyuncuların maliyetine de katlanacaksınız...

Günay Güvenç, Tosca, Kitsou, Figuerido, Sagal Allah aşkına bırakılacak oyuncular mı? Ve bu oyuncular 300-500 bin Euro maliyetlerden kurtulmak içine gönderildi...

Yerlerine gelen oyunculara baktığımızda, gidenlerin kıymetini daha iyi anlıyoruz...

Süper ligdeki 4 sezonda çok nadir forma yüzü gören Furkan, Arda gibi isimler, takımın en çok forma giyenleri oluyorlarsa, zaten kadro planlamasında nereden nereye geldiğimizin cevabı kendine kendine veriliyor. 

Biraz da sahaya inelim...

İlk üç haftayı hep birlikte izledik.

Fenerbahçe maçında ikinci 45, Sivasspor maçında 45-70, Konya'da ise ilk yarı fena olmayan bir takım vardı.

Saydığım dakikalarda mücadele fena değildi ama, en büyük sorun kalitede. Maalesef Maxim dışında ekstra özelliği olan bir futbolcumuz yok. Onun da canı ne zaman oynamak ister bilemiyoruz. Takım, çok koşup mücadele etse de, 4.bölgeye geldiğinde kalite sorunu kendini çok belli ediyor.

Takım içi sorun görüntü itibariyle çok fazla. Herkes,bir kaç transfer ile sorunun giderileceğini düşünse de, ben o kadar iyimser değilim...

Öncelikle, iyi bir kaleciye ihtiyaç var. Batuhan Şen ile bu lig tamamlanmaz. Stoperde de acil takviye lazım. Orta alana bir değil iki, kanatlara en az bir, forvete de bir dersek, şu anda 5 tane acil banko oynayacak transfere ihtiyaç var. 

Tabi ki bunları almak için de paraya ihtiyaç var...

İşte bu nedenle diyorum, hazırdaki oyuncuları neden bıraktık ben anlamış değilim... 

Elbette yazdıklarım çok karamsar bir tablo çizse de, yine de unutmayalım sezonun başındayız. 

Şu an için paniğe gerek yok. Acilen puan veya puanlara ihtiyaç var. Galatasaray maçı bu anlamda bir fırsat maçı olabilir. Ola ki bu haftayı da puansız kapattık, yine dünyanın sonu değil...

Küme düşme psikolojisine girmediğimiz sürece, ben şehrin dinamiklerinin harekete geçerek bu takımı ayağa kaldıracağını düşünüyorum.