Hayal kurduğu zaman insan, unutur bütün dertlerini. Hayalleri ve umutları alır hüzünlerinin yerini.
Yaşamayı öğrenir insan ve var olduğunu hisseder yeniden, âdeta tabiat gibi yeniler kendini hayal kurunca. Yepyeni bir sayfa açar hayata, kimsenin kirletemeyeceği tertemiz bir sayfa...
Ve başlar bu sayfayı doldurmaya sevgiyle, iyilikle, güzellikle...
Dört elle sarılır insan hayata, sımsıkı tutunur umutlarına, taptaze ve kimsenin düşleyemeyeceği hayaller kurar insan...
Ve sever insan... En başta kendini sever... Bütün kusurlarıyla olduğu gibi... İnsanı sever, doğayı, hayatı... Ve dünyayı sever, her şeyiyle, her zerresiyle...
Çiçekler bir başka kokar, güneş bir başka ısıtır benliğini... Düşler ülkesinden esen tatlı serin rüzgârlar, selâm getirir derelerden, çayırlardan, kuşlardan...
Her gün başka bir hayal kurmalı insan, gerçeğe dönüştürmeli rüyalarını tüm gücüyle. Besleyip büyütmeli düşlerini ve umutlarıyla süslemeli hayallerini...
Ve insan hayalleriyle buluştuğu zaman, işte o anda başlar sahiden yaşamaya...
Hayaller umut demektir,
Hayaller paylaşmak demektir,
Hayaller özlemek demektir,
Ve hayaller sevda demektir...
Ve bilmek gerekir ki yeryüzünde ölümü yenen tek şey, sevgiyle yoğrulmuş olan hayallerdir.