Toplumun her ferdi arasında, hiçbir şekilde ayrım yapılmamasına, her şeyin herkese eşit dağılımına ve insanlar arasında eşdeğer olma bakımından ayrım gözetilmemesine eşitlik denir.
Hukuki anlamda eşitlik ise, kanun önünde herkesin eşit muamele görmesidir. Eşitlik kavramı alanlara göre farklı anlamlara gelse de genel olarak eşitlik, hakların ve imtiyazların herkes için aynı olması demektir.
İş Hukukundaysa , aynı işi yapan işçilerin eşit haklara sahip olma veya eşit muamele görmesidir.
İşçinin eşitlik hakkı ; Gerek Anayasa’nın 10. maddesi gerekse 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesi iş hukukunda eşit davranma borcu açısından yasal dayanak oluşturmaktadır.
Anayasa Madde 10 ; Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
4857 Sayılı İş kanunu 5.Madde ; İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.
İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.
İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.
İş ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesi hükümleri saklıdır. 20 nci madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.
İlgili kanun işverenin yönetim hakkını eşitlik ilkesine dayandırmış ve işverenin eşitlik ilkesine dahiliyetini şart koşmuştur. Bu dahiliyet , aynı nitelikteki veya aynı ya da benzer durumdaki işçiler için söz konusudur.
Eşit davranma, ancak iş ilişkisi kurulduktan sonra ortaya çıkan ve işvereni keyfi uygulamalar yapmaktan alıkoyan, işçi hakkıdır.
İşveren ayrımı haklı kılan objektif bir nedeni ortaya koyamadığı sürece işçilere eşit davranmalıdır.