‘Soru Sorma Sanatı’ sahip olacağımız en önemli becerilerden biridir. Düşünmeyi sağlamak ve düşünme kalitesini arttırmak için çok sayıda soru sorulması önemlidir. Yaşam amacımıza hizmet eden yolda büyük sonuçlar, güçlü sorulardan geçer. Bu yazıda “Cehaleti” sorgulayalım.
Bilgisiz insanları ötekileştirmek, kalabalık kesim tarafından sıkça eleştirilen bir durumdur.
“Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor” isminde Celal Şengör’le yapılan söyleşiyi, derleyip kitap haline getiren Damla Karakuş’u yürekten takdir ediyorum. Kitaptan bir kısmı özellikle altını çizerek sizlerle paylaşma mutluluğunu tatmak isterim.
Celal Şengör , “Toplum yönetimi tahsili kıt bir grup insana tahsil edilemez. Bence toplumda herkesin eşit olması mümkün değildir. Bir toplumun yücelebilmesi için elitler sınıfı olmalıdır. Toplum, onlara özenmelidir. Toplum, onların seviyesine yaklaşırken kendileri de daha yukarı çıkmalıdır. Böylece, toplum bir bayrak yarışı gibi giderek gelişir…”
Kitapta Celal hoca, ‘Karşısına çıkan durumları eleştirebilen insana “aydın” denir. Oysa buna karşılık, karşısına çıkan durumları olduğu gibi kabul eden insana da “akılsız” denir’ diyor. Çok doğru. Evrende bütün cevaplar var ama soru sormak çok önemli. Daha da önemlisi soruyu herkesin sorduğu bir bakış açısının dışında sormak lazım. Keşif yapacaksan en önemlisi soru sormayı bileceksin. Gaziantep’te keşif yapalım mı?
Sizce Gaziantep’i yönetenlerin eğitim tahsilleri nasıl? Gaziantep’te kaç insan işini tutkuyla severek yapıyor? 6 Şubat depreminde ‘sonradan restore edilen Gaziantep Kalemizin taşları yıkıldığında’ bu hikayeden ne ders çıkardınız? Gaziantep’in Aydın insanları var mı? Gaziantep’in kültürlü elit yerlileri şehirde mi? Usta-Çırak ilişkisinde kalıplaşmış kavram olan ustayı geçemem algısı sürüyor mu? Bir Çırak ustasından daha iyi olamaz mı?
Kişi meraklıysa ve çalışkansa şansının kendi önüne koyduğu fırsatları değerlendirebiliyor. Gaziantep gençlerine “TÜRK” fırsat yaratan AYDIN yerlilerimiz var mı? Bu canavar gençler ‘Akıl’ lazımsa gelsinler mi? Lazımsa Gelelim…