Gaziantep kamuoyu, üç günden CHP Şehitkamil Meclisi'nde yaşananları konuşuyor.  Herkes çok iyi biliyor ki, bu mesele 2-3 günlük değil, 31 Mart seçim sonrası başlayan çekişmenin dışa vurumu...

Yani 9 aydır içerde bir savaş vardı, 2 Ocak günü yapılan Meclis Toplantısı'nda bu savaş gün yüzüne çıktı...

31 Mart gecesinden başlayalım...

Açık söyleyeyim, Umut Yılmaz'ın sürpriz seçim zaferi, CHP içerisinde elbette büyük sevince neden olsa da, partinin Gaziantep'teki önemli isimlerinde aynı sevince neden olduğunu söyleyemem. Neden diyecek olursanız, ilçe başkanlığı ve sonrasındaki tanıdıkları ve bildikleri Umut Yılmaz'ın egosunun, belediye başkanlığı ile birleşince  "Ben başardım" olgusunun tavan yapıp, partide en önemli güç haline gelecek olması ciddi bir kafa karışıklığına neden oldu.

Seçim zaferinin yaşandığı anlarda, OFM seçim merkezinde gezerken, görüştüğüm CHP'lilerin yüzlerinden bunu okuyabiliyordum.

Seçimlerin Gaziantep'te en büyük galibi olarak ilan edebileceğimiz Umut Yılmaz, seçimin ardından Parti'nin Gaziantep'teki üst düzey isimlerinin tam da beklediği gibi hareket ederek, aslında korkularının boş olmadığını ortaya koydu. 

Neler mi yaptı Umut Başkan?

"Seçimi ben kazandım" havasına girdi, beraber hareket ettiği isimleri bir bir yanından uzaklaştırdı. Ortak yönetim anlayışından ziyade, dar kadrolu yönetim anlayışını tercih etti.

İlk küçük kıyamet, Meclis başkanvekilliği ve belediye başkan yardımcılıkların seçilmesi sırasında yaşandı. Söz verdiği isimler doğal alarak görev beklerken, Umut Yılmaz ters köşe yaptı, tecrübeli ve kentte karşılığı olanlar yerine, hiç adı geçmeyen, kamuoyunda tanınmayan ve belediyeciliği bilmeyen isimlerle yol yürümeyi tercih etti. 

O günlerde içten içe başlayan savaş, Ersin Atar'ın istifası ile gün yüzüne çıktı. Grup toplantısında, Başkan Umut Yılmaz ve Ersin Atar arasında yaşananları daha önce yazmıştık. İthamlar, tehditler, iddialar felaket. 

Umut Yılmaz o olayın ardından, Ersin Atar'ın ihracını istedi, il yönetimi gerekeni yaptı, ama hesap etmedikleri Atar ailesinin Genel Merkezdeki güçleri oldu. Nitekim, ihraç kararı genel merkezden döndü. 

Bu karar, doğal olarak çok güçlü gözüken Umut Yılmaz'ın parti içerisinde fiyakasını ciddi şekilde bozdu. Ve ardından iki isim topla tüfekle birbirlerine girdi. Öyle ki Ersin Atar grup toplantılarına bile davet edilmez oldu, yok hükmünde görüldü...

Zamanı ve fırsatını bekleyen Ersin Atar, 2 Ocak'taki denetim komisyonluğu seçiminde, Didem Dinleyici ile birlikte sürpriz şekilde aday oldu, Ak Parti, MHP ve Yeniden Refah grubunun yanı sıra, CHP içerisinden de oy alarak denetim komisyonuna seçilmeyi başardı. Ersin Atar ve Didem Dinleyici seçilirken, CHP grubunun çıkardığı adaylar kaybetti. Aslında, Umut Yılmaz kaybetti demek daha doğru olur. 

Atar öyle bir gol attı ki, cumartesi günü gazeteye "YILIN GOLÜ" başlığını attık... Gerçekten de öyle ama...

CHP'li iki ismin seçilmesine CHP grubunun seçimde hata var diye itiraz etmesi, geçersiz sayılmasını istemesi ve buna Ak Parti grubunun karşı çıkıp, seçimin içtüzüğe uygun yapıldığını savunması da kaderin cilvesi olsa gerek. Yani, CHP'li iki ismin hakkını savunmak, Ak Parti Meclis üyelerine kaldı.

Ardından kızılca kıyamet. Üç gündür yaşananlar ortada.

9 ay önce büyük bir zafer kazanan Umut Yılmaz, kalan süreçte özellikle kendi içinde büyük gel-gitler yaşadı, yaşıyor, görüntü o ki yaşamaya devam edecek. 25 kişilik Meclis grubuna hakim olamayışı kendisi için büyük handikap. Oysa iyi bir idareciyi, önce kendi çevresini idare edebilmeli ki, ardından kitleleleri idare etsin...

Bir tek Ersin Atar ile kötü diye, bu eleştirileri haketmiyor diyebilirsiniz?

O zaman ben de size derim ki, kötü olduğu ismin bir tek Ersin Atar olduğunu mu zannediyorsunuz?

Milletvekilleri ile arasındaki çekişmeyi bilmeyen yok. Aynı şekilde İl, ilçe başkanı ile yaşadıkları. Daha önemlisi, 25 kişilik Meclisi'nde, kendisinin belirlediği adaylara oy vermeyip, karşı tarafa oy veren 9 yoldaşı... 

Ve tabi ki bir de, aylar sonra Meclis'te etkin muhalefet yapan Ak Parti Grubu ve Mehmet Haz gerçeği...

Daha dün, Büyükşehir'deki aritmetik tablo nedeniyle Fatma Şahin'e kıs kıs gülen CHP'lilerin, bugün kendilerinin aynı duruma düşmesi, bıçak sırtı hale gelmeleri... 

Sözün özü, 2 Ocak tarihli Meclis toplantısı gösterdi ki, Umut Yılmaz için bundan sonra çok zor. Denetim Komisyonu'nda artık tüm evrakların eline ulaşacağı Ersin Atar gibi savaştığı bir isim varken, inşallah bu savaştan Şehitkamil zarar görmez...

Umut Yılmaz, önümüzdeki 4 yılda Şehitkamil'e hizmet etmek istiyorsa, önce kendi çevresinde ve içinde barışı sağlamalı. Bu barışın sağlanması kolay mı, bence çok zor. Ama, hiç bir şey de imkansız değil...