Her sene tarih 24 nisanı gösterince özellikle Türkiye düşmanı söylemleriyle öne çıkan dünya siyasileri ve basını Ermeni soykırımı yalanı ön plana çıkartır, ve herkes ABD başkanının ne dediğine bakar; “Soy kırım”mı dedi, “Felaket” mi dedi ya da “Tarihin karanlık dönemi” mi, dedi.

Her sene tarih 24 nisanı gösterince özellikle Türkiye düşmanı söylemleriyle öne çıkan dünya siyasileri ve basını Ermeni soykırımı yalanı ön plana çıkartır, ve herkes ABD başkanının ne dediğine bakar; “Soy kırım”mı dedi, “Felaket” mi dedi ya da “Tarihin karanlık dönemi” mi, dedi.

Ya da filan ülkenin parlamentosu “Ermeni soy kırımını” tanıdı haberleri ajanslara düşer.

Bu yalan allanıp pullanarak sırf Ermeni seçmenlere şirin görünmek ve Ermeni diaspora sına yalakalık yapmak, ve Türkiye cumhuriyetini köşeye sıkıştırmak için ortaya atılan aslı arası ve tarihi karşılığı olmayan asparagas bir yalandır.

Aslında bu soykırım iftirası Osmanlılara atılsa da onların varisi olan biz torunları bu suçlamalarla karşı karşıya kalırız.

İddia şu;

Osmanlı devleti 1915 yılın da yüzlerce yıllık Teba’sı olan Ermenileri göçe ve tehcire zorlayarak bir buçuk milyon Ermeni yi katletmiştir bu onların iddialarına göre bir ( Genosid )  soykırım dır.

Her yıl bu aslı olmayan suçlamayla biz Türkler dünya kamuoyunda linçe maruz kalırız, peki bu işin aslı ne idi?, gerçekten dedelerimiz  Osmanlı kendi halkı olan bir buçuk milyon Ermeni vatandaşını ölüme mi yollamıştı?.

Tarihin tozlu sayfalarını karıştırdığımız da bu işin böyle olmadığını ve ne kadar çarpıtıldığını görürüz. Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilileri ve Tarihçileri bu olayın gerçek dışı olduğunu ve buna siyasilerin değil her iki tarafın tarihçilerinin ortaya koyacağı belgelerle ışık tutmanın gerektiğini bildirmelerine rağmen başta Ermenistan olmak üzere Amerika Fransa ve diğer batılın ülkeler bu olayın üzerine gidip buna ısrarla “Soykırım” demektedirler.

Olayın aslı ise şöyledir:

1800 lerin sonlarında Osmanlıyı çökertmek isteyen İngiltere, Fransa ve Rusya gibi ülkeler Osmanlının elini güçsüzleştirmek için dört bir koldan saldırıya geçmişler bununla da kalmayarak Osmanlıya bağlı, içerdeki dini ve etnik kökenli halkı Osmanlı aleyhinde kışkırtıp hatta eline silah ve bomba vererek devlete ve Müslüman halka karşı Terör estirmelerini sağlamışlardır.

Bu Emperyalist ülkeler Sırpları, Rumları, Bulgarları ve Ermenileri “Osmanlı sizleri yıllardır sömürdü ve topraklarınızı elinizden aldı” diyerek Milliyetçi propagandalarıyla onları isyana teşvik edip silahlandırıp para vererek ve örgütler kurdurup Osmanlıyı içerden çökertme planını uygulamışlar ve onlarca Örgüt kurup onları palazlandırmışlardır.

Osmanlı Çanakkale de Dünya ordularıyla boğuşurken bir yandan da Kafkaslarda Rus ordularıyla çarpışıyordu. 1914 yılında Osmanlı Ruslarla çarpışırken Rusların verdikleri silahlarla güçlenen Taşnak ve Hınçak terör örgütleri doğu Anadolu da on binlerce masumun kanına girmişlerdir. Şehirleri Köyleri basarak Cephe gerisinde savunmasız kalan kadın ve çocukları öldürmeye başlayan Ermeni çetecileri 17 nisanda Çatak kazasında, 18 nisanda Bitlis’te ve 20 nisanda da Van merkezde 40 binden fazla Müslümanın kanını dökmüşlerdir. Ayrıca 80 bin Müslüman da canlarını kurtarmak için bölgelerini terk etmişlerdir.

Erzurum, Sivas, Trabzon, Ankara, Adana, İzmit, Adapazarı, Bursa, Musadağı, İzmir, İstanbul, Maraş, Antep, Halep ve daha birçok yerde Ermeniler isyan edip şehirleri işgal etmişler şehirlere kaymakam atamışlar ve binlerce Müslümanı çeşitli işkencelerle öldürmüşlerdir.

Silahlanıp Rus ordusuna katılan Ermenilerle Van vilayetindeki Ermeniler birleşerek Vanı işgal etmişler ve şehri terk edemeyen 20 bin Müslümanı katletmişlerdir.

Ermeni çetecilerinin bu insanlık dışı hareketlerinden dolayı Osmanlı hükümeti bu olaylara karışan Ermenileri Tehcire ( Göçe) tabi tutmuştur. Ermenileri Suriye ye ve Lübnan’a sürmüştür, bazı Ermeniler ise gönüllü olarak Kafkasya ya gitmişlerdir.  İşte bu zorunlu göç sırasında bazı eşkıya ve Aşiret saldırıları sonucunda istenmeyen ölümler olmuştur. Osmanlı hükümeti Tehcir eden Ermeni ler’e saldıran ve onları öldürüp mallarına el koyanlara karşı tedbir almış ve bu gibi öldürme yağma ve talana kalkışanları da cezalandırıp bir çoğunu idama mahkum etmiştir.

Yusuf Halaç oğlunun tespitine göre;

“Biz bilim adamları olarak yaptığımız araştırmalarda Ermenilerden katledildiklerini belgelerle ortaya koyabildiğimiz miktar 6.500 ila 8.500 arasında değişiyor bunu sonrası hastalıktan ölenler 37.500 ü belgeli. Hadi bu rakam 50 bine ulaşabilir. Ermenilerin esas kayıpları Anadolu dan kaçtıktan sonra Kafkasya da yani Osmanlı toprakları dışında meydana gelmiştir. Açlıktan ve hastalıktan ölenlerin, sadece Kafkasya nın bir bölgesinde 160 bin olduğu İngiliz konsolosluğu kayıtlarında geçiyor”. 

Ermenilerin ve onları destekleyen Emperyalist ülkelerin dedikleri gibi Bir milyon Beş yüz bin Ermeni ölmemiştir, zira o tarihte Osmanlı devletinde yaşayan Ermeni sayısı Bir Milyon veya Bir Milyon İki yüz bindir, bu tehcir yani zorunlu göç sonrasında ki ölümlerin sayısı yaklaşık Osmanlı toprağında 50 bini geçmemektedir.

ABD Lousville Üniversitesi tarih bölümü profesör’lerin den olan Justin Mc Carty “Anadolu Ermenileri 1912-1922” başlıklı makalesinde şu bilgiye yer vermiştir;

“Ölen Ermeni sayısı ele alınırken aynı zamanda ölen Müslüman sayısı da nazar dikkate alınmalıdır. İstatistikler bize çoğunun Türk olduğu 2.500.000 Müslüman da ölmüştür”.

Yüzyıllardır Osmanlı devleti bünyesinde “Teba’yı sadıka” (Sadık halk) olarak yaşayan Ermeniler Rusya ve Fransa’nın gazına gelip kendilerini kullandırtmışlar ekmeğini yedikleri suyunu içtikleri vatanlarına ihanet etmişlerdir ve Yüz Binleri bulan masum Müslümanın kanına girmişlerdir, aslında bu soykırım değil tarafların birbirini öldürmesidir. Ermeniler, Fransa ve Rusya tarafından kandırılmanın ve Osmanlı’ya ihanetin bedelini göç yollarında çekmişlerdir. Bunu bizzat aklı başında Ermeni önde gelenleri de söylemişlerdir.

Bu güne gelecek olursak;

Her 24 Nisan da ağızlarında  “Ermeni Soykırımı”  sakızı çiğneyen Ülkelerin geçmişine baktığımızda onların bu konuda söz söyleme hakkı olmadığını görürüz.

Bu yalanda başı çeken Amerika ya sormak lazım nerede Kızıl derili ler?, Maya’lar, Aztek’ler, İnka’lar.

Hiroşima’ya Nagazaki’ya bombaları kim attı?, Korey’i, Afganistan’ı, Irak’ı, kim işgal etti? PKK yı kurup bu ülkenin başına bela ettirip on binler ce masumu kim katlettirdi, bu gün hala aynı örgüte  binler ce tır silah verip Suriye’de ve Türkiye sınırında terör estirip katillerle aynı karede poz veren kim?

Osmanlı Ermenilere soy kırım uyguladı diyen Fransa Cezayir de soykırım uygulayıp milyonlarca insanı ölüme götürmüş ve Ruanda da Hutu’lara silah sağlayarak yaklaşık yüz gün içerisinde 800.000 Tutsi’yi ve ılımlı Hutu’ların ölümüne sebebiyet vermiştir.

İngiltere’sin den İtalya’sına Belçika’ dan Hollanda’sına bütün bu Emperyalist ülkeler dünyada bir çok yerde Soykırım ve katliam yapmışlardır ve yerli halkları yeryüzünden silmişlerdir.

Haçlı Emperyalist ülkeler bu soykırımı halada yapıyorlar ama güçlü oldukları için kimse sesini çıkaramıyor. Ama söz konusu Türkiye olunca her kafadan bir ses çıkıyor ve yapmadığımız bir şeyle suçlanıyoruz.

Ey dünya ülkeleri biz Osmanlının varisi olarak diyoruz ki Müslümanlar soykırım yapmaz, bizim yaptığımız sadece bizlere saldıran ve masumları işkence ve eziyetle öldüren silahlı Taşnak ve Hınçak teröristlerine karşı yaptığımız nefsi müdafadır.

Soykırım görmek isteyen Dağlık kara bağ’da, Hocalı da Ermenilerin Azerilere yaptıklarına, Siyonist çetelerin Filistin’de yaptıklarına, Sırpların Bosna da yaptıklarına, Rumların Kıbrıs’ta yaptıklarına Myanmar’da, Hindistan’da ve Doğu Türkistan da Budistlerin Müslümanlara yaptıklarına baksın.

Biz Müslümanların tarihinde “Soykırım” yoktur, çünkü İslamiyet bu vahşeti yasaklamıştır.