“BEN GELMEDİM KAVGA İÇİN, BENİM İŞİM SEVGİ İŞİ
DOSTUN EVİ GÖNÜLLERDİR, GÖNÜLLER YAPMAYA GELDİM”
(Yunus Emre 1240/1320 Eskişehir )

Bir milletin yüceliği bağrından çıkardığı gönül ehli insanlarla ölçülür.
Yunus Emre de Anadolu muzun bağrından çıkmış bir gönül eri bir Hak dostudur. Yunus Emre şiirlerini içinden çıktığı insanların gündelik kullandığı sade diliyle yazmıştır. Şiirleri her tabakadan insanın anlayıp terennüm ettiği, Camilerde, Tekkelerde, Önemli günlerde ve halk meclislerin de söylenen, söyleyeni ve dinleyeni mest edip Allaha olan inancını pekiştiren İlahiler Kasideler ve Naatı şeriflerdir.
Feyzini hocası “Tabtuk Emre”den alan Yunus un şiirlerinin ana teması Allah aşkı ve İslami inançlar ve esaslardır, Yunus deyişlerinde Allaha olan aşkını, ona varmayı, Barış içinde kardeşçe yaşamayı, İnsana değer vermeyi, Malın mülkün makamın geçici olduğunu ve Ahlakın, Erdemin önemini anlatan bir şairdir.
Yunus Emre nin kişiliği hakkında söylenen çoktur;
Kimisi Yunus bir “Velidir”, Kimisi Yunus bir “Ümmidir”, kimisi Yunus bir “Molla” dır ve kimileri de Yunus bir “Hümanisttir” demişlerdir. Hatta bazı insanlar Yunusu kendi kısır ideolojilerine yamamak bile istemişlerdir.
Ama şiirlerine baktığımız zaman gerçekten, Yunus ta büyük bir Allah aşkı olduğunu görürüz onun davası ne mala ne makama ve nede bir faniyedir. Yunus için söylenecek en doğru tanım;
O Alim, Veli, İnsanları ve insanlığı seven, Allaha kul olan ve onun varlığını birliğini kalben ve dili ile cihana haykıran tevazu sahibi bir Müslüman ve bir Hak dostudur. Onun makam ve mevki ile, sazla, Meyle ve İslam dışı bir hareketle yakın uzak bir ilişkisi yoktur, onun aşkı Allaha olup dünyaya ve dünyalığa metelik vermez. Yunus Allaha olan aşkını şöyle dile getirir;
“Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni,
Ben yanarım dünü günü, bana seni gerek seni,
Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni,
Cennet Cennet dedikleri, birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni”
*************
Yunus Emre gerçekten bir Allah aşığıdır ve aynı zamanda Peygamberimize diğer peygamberlere de şiirlerinde yer verip onları yüceltir;
Canım kurban olsun senin yoluna, adı güzel kendi güzel Muhammet,
Gel şefaat eyle şu kemter kuluna, adı güzel kendi güzel Muhammet,
Mümin olanların çoktur cefası, Ahirette olur zevkü sefası,
On sekiz bin alemin Mustafa’sı, adı güzel kendi güzel Mustafa.
Yunus neyler iki cihanı sensiz, sen hak peygambersin şek’siz şüphesiz
Sana uymayanlar gider imansız, adı güzel kendi güzel Mustafa
***************
Allah aşkıyla bağrı yanık olanYunus diğer Peygamberleri’de unutmaz şiiir lerin de;
“Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlam seni,
Seherlerde kuşlar ile çağırayım Mevlam seni,
Su dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile,
Abdal olup yahu ile, çağırayım Mevlam seni,
Gök yüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile,
Elindeki asa ile, çağırayım Mevlam seni,
Derdi büyük Eyyüp ile, gözü yaşlı Yakup ile,
Ol Muhammet mahbup ile, çağırayım Mevlam seni”
***************
Yunus emre şiirlerinde Dünyanın Fani (geçici) olduğunu ve ona kanılmamasını da öğütler;
“Mal sahibi mülk sahibi, nerede bunun ilk sahibi,
Malda yalan mülkte yalan al biraz da sen oyalan”
**********
“Yürü yürü yalan dünya, yalan dünya değilmisin,
Yedi kez boşalıp yine dolan dünya değilmisin,
Bir od bıraktı özüme, Dumanı girdi gözüme,
Bu gözle bugün yüzüme, gülen dünya değilmisin”
**************
“Yalancı dünyaya konup göçenler, Ne söylerler ne bir haber verirler,
Üzerinde türlü otlar bitenler, Ne söylerler ne bir haber verirler,
Toprağa gark olmuş nazik tenleri, söylemeden kalmış tatlı dilleri,
Gelin duadan unutmayın bunları, Ne söylerler ne bir haber verirler”
************
Yunus şiirlerinde kalp kırmanın insanı incitmenin çok kötü bir fiil olduğunu şöyle anlatır;
“Bir kez gönül yıktın ise, Bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki Millet dahi, Elin yüzün yumaz değil,
Bir gönül yaptın ise, er eteğin tuttun ise,
Bir kez hayır ettin ise, Binde bir ise az değil”.
******************
Gerçek bir ilim ehlini şöyle tanımlar Yunus;
“İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır,
Okumaktan mani ne? Kişi hakkı bilmektir,
Çün okudun bilemedin, ha bir kuru emektir,
Yunus der ki ey hoca, gerekse bin var hacca,
Hepsinden iyice, bir gönüle girmektir.
****************
Yunus un şiirlerini ve halini arz etmeye sayfalar yetmez, onun şiirlerinde işlemediği konu yok gibidir. Kendisinin de bir fani olduğunu ve bir gün öleceğini şöyle döker şiire;
“Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi,
Hele bana şöyle gelir, şol göz yumup açmış gibi,
İş bu söze hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur,
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi”
****************
“Bu dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun,
Sela verile kastımıza, gider olduk dostumuza,
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun”
*************
“Bir garip ölmüş diyeler, üç gün sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyim”
****************
Yunus bizlere ta yedi yüz yıl öteden hak ve hakikat’ın Billur ışığı tutuyor. Bu ışığı hocası “Taptuk Emre” İslam’dan almıştır. Yunus Emre de hocasından aldığı bu Billur ışıktan faydalanarak yazdığı şiirleriyle bizleri aydınlatıyor, Bizlere düşen onu okuyup anlamak ve hayatımıza tatbik etmektir.
Yedi yüz yıldır unutulmayan “Hak ve hakikat şairi” Yunus daha nice yüzyıllar İslam ışığının meşalesiyle (Şiirleriyle) Dünya insanlarını aydınlatacaktır.
Allah, Allah diye akan Cennet ırmakları Mekanın, Canını kurban ettiğin Rasulullah Şefaatçin olsun.

******BİTTİ*****