Uzun zamandır dikkatimi çeken ve beni rahatsız edem bir husus var.  

Çarşıda, pazarda, okulda, sokakta, parkta, iş yerlerinde, otobüste, tramvayda pek çok farklı mekânda karşılaştığım insanlara bakıyorum da bazıları bu şehirde yaşamlarına rağmen, bu kentli gibi davranmıyorlar.

 Bu ne demek diyeceksiniz?... Şöyle ifade etmek isterim;

Şehir dediğimiz yer evimiz, hepimizin müştereği!

Birleri bu şehirde yaşıyor; iş kurmuş para kazanıyor…Çocuklarını bu şehrin okullarına gönderiyor, bu şehrin çarşında pazarında   alışveriş yapıyor…Bu şehrin sokaklarında geziyor… Bu şehrin parkında soluklanıyor, cafesinde eğleniyor, hastanesinde şifa buluyor… Evleniyor, aile kuruyor, kurumlarında sorunlarına çare arıyor, her türlü imkanından faydalanıyor ama bu şehrin mensubu gibi davranmıyorlar.

Bu kentte yaşamakta olanların bu kente karşı sorumlulukları var.

Şehirde yaşamak medeniyetin nimetlerinden faydalanırken, medeni insan olmak demektir.

Elinize geçeni sokağa atmayacaksın, çevreyi kirletmezsin, komşunu rahatsız etmeyeceksin, trafik kurlarına uyacaksın, gece yarısı kornaya basıp milleti uykudan ayağa fırlatıp korkmayacaksın.

Kentte yaşayan birinin uyması geren daha pek çok şeyi sizlere sıralayabilirim. Âmâ gerek yok!

Elbette herkesin bir   hayat anlayışı, alışkanlıkları, dünyaya bakışı ve tercihleri olacaktır.

Ancak şehirde yaşıyorsak eğer, şehirli gibi davranmak, alışkanlıklarımızdan taviz vermek, sorumluluklarımızı hatırlamak, sınırları zorlamamak gerekir.

Cemiyet hayatının kuralları bireysel tercihlerimizin önündedir.

Şu anda Gaziantep’te aynı evde yaşayan bir aile gibiyiz.

Aynı evi paylaşıyoruz ama, anlaşmakta zorlandığımız hususların da varlığı ayrı bir gerçek. 

Birimiz evin kurallarına uyarken, bir diğerimizin bunu çok da umursamadığı ortada!  

Gaziantep’imizi daha yaşanabilir hale getirmek, kendimizi daha mutlu, huzurlu güvende hissederek yaşayacağımız bir kent haline gitmek, bizim ellerimizde.

Şimdi Gaziantepli olmak zamandır.  

Bunu sağlayacak olanlar kendilerini sorumlu hissedenler kadar, sorumsuz davrananların da görevi olmalıdır.

Birimizin hakları diğerlerinin hak ve hukukun sınırlarına kadardır.

Kim olursanız olun, nereden gelirseniz gelin,

Mezhebimiz, meşrebiniz, kökeniniz ne olursa olsun, bu şehirde yaşıyorsak, geleceğimizi burada görüyorsak eğer…

 Bu şehre ve dışımızdakilerin hak ve hukukuna saygı duymak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.

 Kentlilik bilinci ve kavramı;” kentte yaşayan bireylerin kente özgü tavır ve davranışlar sergilemeleri, birer kentli birey olduklarının farkında olmaları ve buna uygun davranmalarıdır”

 Önümüzde yerel secimler var.

Nüfusu birkaç milyonu aşan bu kentin seçilecek belediye başkanları kim olursa olsun, elinde sihirli bir değnek olmayacaktır.

Sorunu, sorumlu davranarak çözüme ortak olacağız.

Bunu gerçekleştirdiğimiz gün birbirimizden razı olacak, Gaziantep gerçekten yaşanabilir bir kent haline gelecektir. 

  

  

.