“Yazıma bu tanımlamaya girmeyen ülkesinin, halkının, bayrağının ve kutsallarının kıymetini bilen pırıl pırıl gençleri tenzih ederek başlıyorum”.

Son yıllarda bir deyim moda olmuş durumda, özellikle gençleri kapsayan bu deyimi kim nasıl buldu veya kimler uydurdu gerçekten merak ediyorum, muhakkak sizlerde bu deyimi son günlerde bol bol medyadan veya sosyal medyadan duyuyorsunuzdur,

Evet bu deyim “Z” kuşağı deyimi ve bir algı operasyonu olduğu kabak gibi meydanda duruyor.

Bu “Z” kuşağının kapsamına giren gençleri ben 18 ve 25 yaşındaki gençler olarak algılıyorum, yani iki bin senesinden evvelki “zor şartları” görmemiş ve yaşamamış tabiri caizse evdeki buzdolabını her açtığında peyniri yumurtayı ve kahvaltılıkları hazır bulmuş, yumurtasız peynirsiz kahvaltı yapmamış, altı delik ve tamir görmüş ayakkabı giymemiş, pantolonunun dizlerinde ve arkalarında yama görmemiş gençler den müteşekkil olduklarını düşünüyorum.

“Z” kuşağını temsil ettiğini söyleyen, egosu şişkin “Hiçbir şeyden “memnun ve tatmin olmayan bu kitleyi tanımak istersek çoğunun şu meziyetlerine sahip olduğuna şahit oluruz;

Bunlar; Fakirlik edebiyatı yapıp marka giyinen, pahalı telefon kullanan, kulaklarına taktıkları kulaklıklarla yabancı müzik dinleyip ülke gerçeğini duymayıp, sık sık selfi çektiğin den içinden çıktığı ve yaşadığı toplumun gerçeklerini görmezden gelen, kolları ve vücudunun muhtelif yerleri dövmeli, kimi küpeli kimi pirscngli, varı yoku telefon, tablet, müzik, eğlence olan, gençlerdir.

 Bu gençler, erkekli kadınlı oturdukları Kafelerde bir fincan kahveye dünyanın parasını verip fırsat bulduğunda ayağına kurye ile pizza getirten, su gibi kola ve enerji içeceği içen, haramı helali ayırt etmeyip Milli ve manevi değerlere sırt çevirip, onları hafife alıp dalga geçmeyi sanat haline getiren “Küçük dağları ben yarattım” havasında olan “Gavur aşığı”, genelde Türkçeyi bile doğru dürüst kullanmayıp “Slm, Kib, Mrb, Like etmek, Troollemek, Ben şok, Panpa,  gibi diğer dillerden kısaltmalarla konuşan ve yaşlıları ”Ne haber Moruk” diye aşağılayan tiplerdir.

Çalışıp çabalamadan hazır yemeği seven, Annesine Babasına ve öğretmenine tahammül etmeyip sabrı, tevekkülü, şükretmesini bilmeyen, alın terinin kutsiyetini kavrayamayan ve masraf hortumunu ya babasının ya da annesinin cebine uzatan bu gençler bencil şımarık ve problemli bir profil çizmekteler.

“Z” kuşağına mensup bu tip gençlere mikrofon uzatılıp fikirleri sorulduğunda şunlara benzer cevap verdiklerini görüyoruz;

“Ülkemizde özgürlük yok”

“Gazeteciler tutuklanıyor, ifade özgürlüğü yok”

“Hayat çok pahalı”

“Avrupa da bir kişi bir aylığına bir araba alıyor”

“Asgari ücret çok az”

“İşsizlik var istediğim işte çalışamıyorum”

“Avrupalı gençler çok şanslı”

“Hükümet her şeyimizi sattı”

İşte bunun gibi birçoğunun aslı astarı olmayan düzmece ve asparagas söylemlerle kendilerini dinleyen kitleyi de ifsat etmeye çalışan bu sözüm ona “Z” kuşağı çığırtkanları olayları ters yüz ederek ve kendi çıkarlarına uygun yorumlayarak kendi iddialarını güçlendirmek peşindeler.

İşin aslını araştırdığımızda yaptıkları (Veya toplum mühendislerinin onlara telkin ettiği) bu yorumların hiçte doğru olmadığını görüyoruz.

Ülkede özgürlük yok muş!

 Ülkemin her yerinde ve herkese özgürlük var. Ama eline silahı alıp ta bu ülkenin askerine polisine kurşun sıkıp ülke egemenliğini dinamitleyenlere de eline sağlık diyemeyiz ya! Bunu yapana “Terörist” denir ve dünyanın her yerinde bu gibilerin gideceği yer ya hapishanedir ya da bulunduğu yerde yok edilir.

Gazeteciler tutuklanıyormuş!

İşini hakkıyla yapan gazeteciler işinin başın da tıkır tıkır çalışıyor, tutuklanan lar gazeteci değil kökü dışarda başka ülkelere hizmet eden, ülkemin aleyhinde çalışıp ya “Ajanlık “yapanlardır ya da halkı birbirine kırdırmaya çalışan “Provaktörler” dir.

İşsizlik var mış!,

Bu memlekete gelen Suriyeli iş buluyor, Afgan iş buluyor, Bulgar iş buluyor, herkese iş var ve bazı işletmeler ilan la işçi bulamazken bu beyefendi iş bulamıyor, kusura bakma çalışmak için memlekette iş varda sende iş yok ve çalışmaya niyetin yok, kolay mı çalışma?

İnternet kahvede oyun durduğu yerde, kafeler de dalga geçip kapiçino içmek durduğu yerde, sekiz on saat çalışmak sıkar tabi, hele bir de para kaynağı varsa gel keyfim gel.

Avrupa da gençler çok şanslıymış!

Kusura bakma hiçbir ülkede kimseye yatarak para vermezler gelen gurbetçilerle hep konuşuyoruz Avrupa herkes çalışıyor, sen sabaha kadar internette oyun oynayıp öğleye kadar uyumaya çalışırken Avrupa da sabahın beşinde altısında herkes trenlerle elinde öğle yemeğiyle işine gidiyor.

“Z” kuşağının iddia ettiği birçok şey ya “Yalan” ya “Abartı” ya da eline tutuşturulan senaryoyu okumaktan ibaret, belki de bu gençlerin birçoğu bilmeden bazı odakların ekmeğine yağ sürüyorlar da haberleri yok.

Peki bu “Z” kuşağı olgusunu ülke gündemine sokup bu gençleri pohpohlayıp her uzatılan mikrofona ülkenin gidişatının kötü olduğunu söylettiren ve Türkiye’yi yaptığı atılımlarla devler ligine taşıyan hükümeti karalayan ve bu düzenin değişmesi gerektiğini haykırtan kimdir acaba?

İşte bu sorunun cevabı olarak Muhalefeti gösterebiliriz. Çünkü Muhalefet bu hükümeti daha doğrusu cumhur başkanımızı iktidardan düşürmek için her yolu mübah görüyor.

Bu iktidar devrilsin diye terör örgütlerinden bile medet uman bir muhalefet gençleri kullanıp onlara “Z” kuşağı etiketi yapıştırıp hükümete karşı isyan ettirip oylarına talip olmayı bir başarı olarak görür. Aslında bu Muhalefet değil bir ihanettir, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi bu şekilde zehirleyip sokağa salmak hele de bu biraz “oy kaygısıyla” yapılıyorsa gerçekten acınacak bir durumdur.

Muhalefet etmek adına ülkenin geleceğini karartmak ve ülkemin gençlerini birbirine ve vatanına düşman etmek hiç te akıllıca bir iş olmasa gerek, zira bu gemide hepimiz birden yolculuk ediyoruz.

Biz bu ülkenin evlatları olarak gençleri kutuplara bölüp onları A, B, C veya Z kuşağı diye sınıflara ayırıp sonra ülkemizin değerleriyle çatıştırmak isteyenlere diyoruz ki;

Ey bu ülke insanını sağcı, solcu alevi, sünni laik, dindar Kürt, Türk diye guruplara bölüp çatıştırmak isteyen Türkiye düşmanları! daha evvelki plan ve programlarınız tutmadı ülkemin insanlarını ve ülkemi bölemediniz.

Şimdide Z kuşağı fitnesi çıkararak ülkemin genç insanlarını devletine düşman etmek istiyorsunuz ama yağma yok, yemezler.

Biz biliyoruz ki Fatihin ve Yavuzun torunları olan gençlerimiz Dinine Bayrağına Milletine ve devletine bağlıdır, sizlerin gazınıza gelip milli ve manevi değerlerinden yüz çevirmez, bu planlarınız tutmayacaktır ve geri tepecektir bizim evlatlarımız sizin uydurduğunuz gibi “Z” kuşağı değil “A” kuşağıdır hem de Dinine, bayrağına ve ülkesine aşık bir “A” kuşağıdır.

Zira gençlerimiz bu bağlılığını daha evvelde çanakkalede, kurtuluş harbinde, Antep savunmasında ve 15 Temmuz ihanet kalkışmasında canını kanını ortaya koyarak ispatladı ve daima da ispatlamaya hazırdır buna bütün kalbimizle inanıyoruz.