Günlük konuşmalarımız da kullandığımız anlatımızı güçlendiren etkili ve kalıcı bir etkileşim sağlayan deyimlerimiz Osmanlıdan günümüze kadar halkımızın tecrübe ve düşüncelerden doğan ve benimsenen, kimin tarafından söylendikleri belli olmaksızın ağızdan ağıza dolaşan, yol gösterici nitelik kazanmış söylemlerdir.

‘’ Pabucu dama atılmak’’ deyimi her ne kadar günümüzde gerçek manasını yitirmiş ‘Kendinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek’ veya ‘Bir şeyin daha iyisine sahip olduğu için diğerini bir kenara itmek’ anlamlarında kullanılsa  da mahiyetinde Bu deyimin kökeni Selçuklu döneminde uygulanan ve Osmanlı döneminde geçerliliğini kaybetmeyen Ahilik  geleneğe dayanıyor.

Alışveriş ,ticaret ve esnaflık kültürümüzün temeli oluşturan Ahilik geleneğinde, dürüstlük ve meslek ahlakı çok önemli bir yere sahipti. Meslek erbapları ve esnaflar da bu düstur ile işlerini yapsalar da  yapmayanlar az da olsa vardı. O dönemde bir esnafın ya da zanaatkârın işini yaparken hile yapması veya ihmalkâr davranması cezalandırılırdı.

Örnek ; Bir müşteri ayakkabısının sağlam dikilmediğini, çabuk yırtıldığını söylerse o ustaya gidilir. Eğer ayakkabı yapılırken herhangi bir imalat hatası veya hile tespit edilirse o usta çağırılır, esnafın ileri gelenleri huzurunda tekdir edilir, aldığı ücret müşteriye iade edilir ve o ayakkabı bir daha kullanılmasın diye dama atılırdı.

Dama atılan ayakkabı diğer esnaflara da ders olması için herkesin görmesi sağlanırdı. Bu şekilde hile yapan esnafın itibarı zayıflayacak, müşterisi azalacak böylelikle işini dürüstlükle yapması sağlanmış olacaktı. İşte hileli iş yapan esnafa "pabucu dama atıldı" denilerek onun ayıbını fark etmesi ve bir daha yapmaması için ibreti alem niteliğinde bu gelenek yıllar boyunca uygulanmış. Böylelikle Ahilik teşkilatında tüm esnaflar işini layığıyla yerine getirmesi amaçlanmış ve halkın esnaflara güven duyması sağlanmıştı.

Gelelim bizlere ;

Daha önce ki yazılarımın birinde demiştim ya ‘’Karakterinizi, Yaptığınız iş yansıtır’’ diye aynen öyle. İşini sağlam ve güzel yapmak, her şeyden önce fedakârlığı, ciddiyeti ve özveriyi gerektirir yani karakterimizi yansıtır. Öncelikle hizmet etmek, mutlu ve huzurlu olmak için dürüst duygularla mesleklerimizde  daha bilgili olmaya, kendimizi gelişmeye ve becerilerimize eğitmeye çalışarak işimizi sağlam ve güzel yapmakla, aslında kendi hayatımızı güzelleştirmiş oluruz. İşimizi hakkıyla yapmak için gayret sarf etmemiz gerekiyor elimizden geldiğince işimizi en iyi ve en sağlam biçimde yapmakla yükümlüyüz ki. Bir gün ‘’PABUCUMUZ DAMA ATILMASIN.’’