Eğitimci - Yazar Sümeyra Turanalp tarafından kaleme alınan Bir İnşallah Masalı, Mutu Mutlaka!, İzin Kâğıdı, Büyük Gün, Kestirme Yol, Beklenmeyen Kamp Gecesi ve Peşimizde Kim Var? başlığını taşıyan toplam altı bölümden oluşuyor. Kitabın başkahramanı olarak Zeynep (yazar) isimli oldukça zeki bir kızın seçildiği ve kahraman bakış açısı tekniğinin kullanıldığı kitaptaki mizahi üslûp hemen dikkat çekiyor.
Manisa ilimizde geçen anlatı, oldukça ilgi çekici bir aksiyonla başlıyor. Zeynep'in öğrenim gördüğü okulda, mezuniyet gezisi olarak düşünebileceğimiz bir okul kampı düzenlenecektir ve ailesinin tek çocuğu olan Zeynep de hayallerinin kampı için ailesinden ısrarla izin istemektedir. Akşam yemeğinden sonra bu konu aile içinde görüşülür fakat konuyla ilgili önemli bir detay bulunmaktadır: Zeynep'in geçmişten gelen ve en yakın arkadaşı Yağmur'dan bile saklamış olduğu bir hikâyesi vardır. Bütün sorunlar çözüldükten sonra kamp yerine doğru macera dolu bir yolculuk başlar.
Çocuk okurun sürprizlerle karşılaştığı, fantastik türün yeniden yorumlandığı, rüyaların ve masalların iç içe geçtiği bu hikâyede, yazarın kendi buluşu olan ve anlatı içinde yer yer kullandığı terminoloji kurgusal yapıya renk katıyor.
Dinî motiflere ölçülü bir şekilde yer verilen, öğretirken eğlendiren ve bazı klasik filmlere göndermeler yapılan bu hikâyede, şoför Selami isimli karakterin sürekli karikatürize edilmesi, anlatının akıcı ve sürükleyici yapısını destekliyor.
Hikâyede tasvir edilen olayları yaşayan kahramanların oldukça doğal karakterler olması ve yazarın öne çıkarmak istediği mesajın, kitapta okuyucuya güçlü bir karakter olarak tanıtılan ve anlatıcı/kahraman konumunda bulunan Zeynep tarafından bizzat tecrübe edilerek öğrenilmesi ve anlaşılması, çocuk okurun da kitabın temel tezini özümsemesini, içselleştirmesini ve davranışa dönüştürmesini sağlıyor.
Bir yönüyle ebeveynlere de seslenen Bir İnşallah Masalı, didaktik öğelerin anlatının doğal akışı içinde vurgulanması, anlatının uzaylılar teması kullanılarak zenginleştirilmesi, geriye dönüş tekniğiyle ve çeşitli anekdotlar yoluyla hikâyenin süslenmesi, kitabın çocuk okur tarafından kolayca okunmasına imkân tanıyor.
Kitapta "inşallah" ve "sözün bekçisi" sözcükleri anahtar kelimeler olarak karşımıza çıkıyor ve çocuk okurun bu kelimeler üzerinde düşünmesi isteniyor.
"Yaptığımız küçük planların, sadece en büyük planların bir parçası olduğunu biliyordum." (s.124)
Kitabın alt metnine inildiğinde ise zengin bir mesaj unsuruyla karşılaşılıyor:
İnsanların gerçeklerle yüzleşmesi kaçınılmazdır; çünkü hiçbir gerçek sonsuza kadar saklı kalamaz.
Doğal hayatın çocukların öğrenme etkinliğine olan katkısı yadsınamaz. Çocukların tabiatla olan münasebeti ve sosyalleşme süreci eğitim - öğretim faaliyetini okulun dışına taşıyacak ve kalıcı öğrenmenin gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Aşırı koruyucu aile modeli, çocukların eğitsel, psikolojik ve sosyal olarak gelişmesine engel olmaktadır.
İnsanoğlu, gücü ve yetenekleri itibariyle sınırlı bir varlıktır. Bu açıdan düşünüldüğünde hayal edilen ve istenilen her şeyin gerçeğe dönüşmesi her zaman mümkün olmayabilir.
İnsan, gücünün sınırlarını bilmeli ve evrenin sonsuz ve sınırsız bir kudrete sahip olan ilâhî bir yaratıcı ve planlayıcı tarafından idare edildiğinin farkına varmalıdır. Bireylerin bu bilince sahip olması ve hayatını bu anlayışa göre şekillendirmesi, insanların hayal kırıklığı yaşamasına engel olacağı gibi ilâhî yasaları anlamasını ve anlamlandırmasını da kolaylaştıracaktır.
İyi okumalar dileğiyle...