Roman kelimesi "romanice" sözcüğünden gelmektedir. "Romanice" halk dili olan Latincede "Romalıların tarzında, Latin dilinde, Latinceye göre" anlamlarını karşılar. "Romania" sözcüğü Kral Constantin zamanından itibaren "Romalıların fethettikleri toprakların tamamı, Romalılara ait topraklar" anlamını ifade eder. Roma'da yaşayanlara ve Roma devletine bağlı olanlara da "roman" denir. "Lingua romana" ise 9. yüzyılda Roma toprakları üzerinde konuşulan halk diline verilen isimdir.
12. yüzyıldan itibaren "roman" kelimesi, bir dil adı olmaktan çıkıp edebî bir türün adı olmaya başlar.
12. yüzyılda Latince’den Romanca'ya çevrilen eserlere roman denilmektedir. Roman ismiyle bilinen ilk metinler, önceleri manzum; sonra mensur olarak yazılan Latince metinlerin halk diline uyarlanmış şekilleridir. Son olarak 17. yüzyıla gelindiğinde roman sözcüğü, bugünkü anlamda edebî bir türün adı olmuştur.
Batı'da romandan önce Romanslar, Şovalye Anlatıları, Boccacio Tarzı Hikâyeler, Çoban Hikâyeleri ve Pikaresk Romanlar, toplumların roman ihtiyacını karşılamıştır.
Roman, birbirleriyle değişik şekillerde irtibatlı olan olayların, metin halkalarının anlamlı bir bütün hâlinde oluşturulduğu olaylar zinciridir. Roman, insanda gerçeklik izlenimi uyandıran hayat kesitleri sunar ve olağanüstü, doğaüstü olay, figür ve unsurar yerine doğal, somut ve gerçekçi unsurlara yer verir.
Romanların Yazılış ve Okunuş Amaçları:
1) Romanların Eğitici İşlevi:
Bazı romanlar okuyucuyu bazı konularda eğitmek için yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olaylardan okuyucunun ibret alıp dersler çıkarması ve okuyucuyu için faydalı bilgiler ve değerler yüklemek için yazılırlar. Bu romanlarda eğlendirerek eğitmek ilkesi esas alınır. Yazar kendisine sosyal bir sorumluluk yükler ve toplumu eğitmek için roman yazar.
2) Romanların Eğlendirme İşlevi:
Bazı yazarlar okuyucularını eğlendirmek için ve okuyucularının hoşça vakit geçirmelerini sağlamak için yazarlar. Özellikle birçok popüler roman okuyucuyu dinlendirmek ve can sıkıntısını gidermek için yazılır.
3) Romanların Sanatsal Zevk İşlevi:
İnsanın en temel ihtiyaçlarından birisi güzellik duygusuna ulaşmaktır. Güzel bir sanat eserini içselleştirerek o sanat eserinden zevk almak insani bir duygudur.
4) Romanların Propaganda İşlevi:
Bazı romancılar, benimsemiş oldukları ideolojik düşüncelerini toplumun geneline yaymak için romanı bir vasıta olarak görürler. Bu tür metinler tek doğrultudadır ve slogana dayalı bir dil geliştirirler. Kamplaşmalar sağlanır ve toplum bizden olanlar ve bizlere karşı olanlar diye ikiye ayrılır.
Kitapsız yaşamak kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır...