Romanlar, doğrudan doğruya insandan ve yaşamdan beslenen yazınsal metinlerdir.
Roman, modern hayatın insanlığa hediye ettiği bir türdür. Roman, gerçek dünyanın kendisini değil ona en yakın bir dünyanın kopyasını verir. Roman, insanın hayatına dokunan ve yaşamsal gerçeklikten yola çıkılarak oluşturduğu kurgusal bir gerçekliktir ve edebiyatın, hayatın ve siyasetin sentez edildiği bir sanattır.
Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı Üç Ana Başlık Altında İncelenebilir:
A) Cumhuriyet Dönemi Türk Romanının Tarihi Evreleri 1923 - 1950 Yılları Arasındaki Türk Romanı
B) 1950 - 1980 Yılları Arasındaki Türk Romanı
C) 1980'den günümüze kadar olan Türk Romanı olarak üçe ayrılmaktadır.
1923 - 1950 Yılları Arasındaki Türk Romanının Genel Özellikleri:
Orta Doğu ve Balkanlar elden çıkmıştır ve elde sadece Anadolu toprakları kalmıştır. Bu durum da doğal olarak Anadolu'ya yönelişi ve köy romancılığı hareketini başlatmıştır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki yazarlar, genellikle topluma eğilmişler, birtakım gerçekleri topluma aktarmak istemişlerdir. Aralarında, sorunlara çözüm getirmeye çalışanlar ya da eleştirenler olmakla birlikte, gerçekçilik, daha çok gördüklerini, gözlemlediklerini yansıtmak ve sergilemek çizgisinde kalmıştır.
1940’lara gelindiğinde, ilk romanların İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımlamaya başlayan yazarlarda toplumsal kaygının ağırlık kazandığı ve toplumsal konuların çeşitlendiği dikkat çekmektedir.
Konuların çeşitlenmesinde; katılmayıp sıkıntısını çektiğimiz savaş ve yeni siyasal dönem, yazarları yeni konulara eğilmeye yöneltmiştir. Özellikle edebiyatımızda “köy edebiyatı” olarak adlandırılan ve 1970’e değin süren köyün ve köylünün sorunlarına eğilen yazarlar da yine bu yıllarda yetişmiştir.
1) Cumhuriyet öncesinde eser veren ve Millî Edebiyat anlayışına bağlı yazarlar cumhuriyet döneminde de eserler vermeye devam etmiştir.
2) İlk yıllarda daha çok gözlemci - gerçekçi anlayışına bağlı kalınmıştır.
3) Genellikle toplumu bilinçlendirmeye yönelik konular ele alınmıştır.
4) Eserlerde cumhuriyet devrimleri, kurumları ve değerleri anlatılmıştır.
5) 1930'lu yıllardan itibaren anlatım tekniklerinde bazı gelişmeler olmuştur.
6) Bazı sanatçılar bireyin iç dünyasını anlatan romanlar kaleme almıştır.
7) 1940'tan sonra toplumcu gerçekçi anlayış ön plana çıkmıştır.
8) Bu yıllarda "köy edebiyatı" anlayışı şekillenmeye başlamıştır.
9) Bazı yazarlar, millî ve dinî duyguları ön plana çıkaran romanlar yazmıştır.
10) Romanlarda işlenen konular, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında şekillenmiştir.
11) Yazarlar, eserlerinde toplumun her kesiminden insana yer vermiştir.
12) Farklı roman anlayışları ortaya çıkmıştır.
13) Dilde sadeleşme akımı benimsenmiştir.
14) Eserlerde sosyal, siyasal ve ekonomik olayların bireyler üzerindeki etkileri anlatılmıştır.
15) Batı medeniyeti karşısında, Türk toplumunun geleneksel değerleri üzerinde durulmuştur.
16) Toplumsal konuların yanında bireysel sorunlar da anlatılmış, ruhsal çözümlemeler yapılmıştır.
17) Türk romanı, bu kısa zamanda büyük bir gelişim göstermiştir.
Kitapsız yaşamak kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır...