Dünya tarihinde bazı dönüm noktaları vardır. Bu tarihsel dönemeçlerde milleti arkasından sürükleyebilen, entelektüel birikimi, karizması ve diğer birçok üstün meziyetleriyle geniş kitleleri etkileme gücü olan insanlar, tarih sahnesinde birer baş aktör olarak karşımıza çıkarlar. Bu liderler gösterdikleri başarılarla, vizyonları ve uyguladıkları politikalarla, bir milletin kaderini ve tarihin yönünü değiştirebilir. İşte Fatih Sultan Mehmet de bu liderlerden biridir.

   Çağ açıp çağ kapatan, ışığı çağlar ötesinden aksedip her geçen çağda daha da parlayan, Peygamber’in mübarek dudaklarından muştulanan kutlu fethin 570. yılını kutlu bir heyecanla idrak ediyoruz milletçe.

Fatihlerin büyüklüğü fetihlerin zorluğu nispetindedir. Peygamber müjdesini emr-i Resul kabul edip ona kumandan ve asker olma şerefini kendisine bir hedef, ve ‘’Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni…’’ diyerek hayat gayesi edinen ve bu gayeyi bütün bir ordu ve bütün bir millet gayesi haline getirerek fethe ulaşan iradenin sağlamlığı ve azmi bu milleti nice fetihlere ulaştıracaktır.

Türkiye Yüzyılı” vurgusu Cumhuriyet tarihimizdeki hele hele bütün dünyanın pandemi sonrası içine düştüğü çıkmazla birlikte başlayan millî, manevi, eğitsel ve ekonomik buhran sonrası ülke olarak yeni atılımlar ve yeni heyecanlar uyandıran en önemli paradigmadır. Güçlü paradigmaların hayat bulması, güçlü beyinlerden ve güçlü liderlerin vizyonundan çıkması kadar, güçlü bir vurguyla dillendirilmesiyle ve atılması gereken sürekli adımlarla mümkündür.

Türkiye Yüzyılı, her alanda çağına damga vuracak, Türk’ün tarihten aldığı rol ile yine dünya Müslümanlarına ilham olacak ve onlara kol kanat gerecek bükülmez bir eldir. Bir taraftan da Batı dünyasına Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminden itibaren küçümsenmeye başlanan Müslüman-Türk figüründen çok farklı olarak Fatih’in fethiyle yükseliş döneminin kudretli bir devlet, kuvvetli bir millet ve dirayetli bir lider olarak yeniden tarih sahnesine çıkma müjdesidir.

Türkiye Yüzyılı, eğitimin yeniden temellenerek bu eğitimin omuzlarında fezalara bayrak taşıyan ve ezanlara nihavend olacak okuldur.

Türkiye Yüzyılı, sanayide yeniden devrimlerle aydınlık çağlara göz kırpan bir kıvılcımdır.

Türkiye Yüzyılı, ekonomik göstergelerde bütün dikeyleri yatay, bütün yatayları dikey seviyeye çıkaracak bir güçtür.

Türkiye Yüzyılı, askeri ‘’la galibe illallah’’ düsturuyla serdar-ı cihana ‘lebbeyk’ diyen dini mübin ve vatan-ı mukim için kelle koltukta şehitler ordusudur.

Türkiye Yüzyılı, her ferdin her derdine derman; tek bayrak, tek devlet, tek millet olarak birlik ve beraberlik ülküsüdür.

Türkiye Yüzyılı, her alandaki fetihlerle modern çağa yeniden Türk-İslam damgası vuracak muazzez ve mukaddes bir davanın adıdır.

Bu davanın kararlı, azimli ve dönmez neferlerle vatan sathına yayılması, fetihlerin daimi muvaffakiyeti için elzemdir.

    Bu aziz milletin her ferdine düşen görev, devletinin ve milletinin yanında olmak, “Türkiye Yüzyılı"nın mimarlarıyla birlikte bu kutlu rüyanın bir an önce gerçeğe dönüşmesine elinden geldiğince katkı sağlamaktır.

   Tam bağımsız, güçlü ve aydınlık bir Türkiye dileğiyle...